Avrupa Fleboloji Derneği (ECoP) İdare Heyeti Üyesi, Türk Fleboloji Derneği Genel Sekreteri, Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Suat Doğancı öncülüğündeki bilim insanları, daha evvel hayvan deneyleri yapılan fakat insanlardaki tesiri bu vakte kadar bilinmeyen “sulodexide” isimli ilaç etken unsuruna ait, tıp literatürüne geçen çalışmaya imza attı.
“Sulodexide” isimli ilaç etken unsurunun insan toplardamarları üzerindeki tesirini gösteren ve “dünyada ilk” olma özelliği taşıyan çalışma, yaklaşık bir ay evvel klinik ve klinik öncesi araştırmalara yer verilen milletlerarası hakemli tıp mecmualarından “Journal of Clinical Medicine”da yayımlandı.
Çalışma, Prof. Dr. Suat Doğancı öncülüğünde Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Kolunda vazifeli Prof. Dr. Vedat Yıldırım, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Kolunda vazifeli Doç. Dr. Bilge Pehlivanoğlu ve gruplarıyla yürütüldü.
COVID-19 HASTALARINDAKİ OLUMLU TESİRİ İLHAM VERDİ
Konuya ait AA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Doğancı, bilimsel çalışmaya mevzu olan “sulodexide” etken hususunun kan sulandırıcı, damarın iç yüzeyini kaplayan endotel hücrelerin işlevlerini düzenleyen ve ayrıyeten “antiinflamatuvar” denilen, bedendeki yangıyı baskılayan faydalı özellikleri bulunduğunu anlattı.
Doğancı, “Bu etken maddeyi incelememizdeki ana sebep, Covid-19 salgınında bu etken hususun hastalar üzerindeki olumlu etkisiydi. Bu nedenle üzerinde çalışmaya başladık.” dedi.
Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Suat Doğancı
Etken unsurun bilhassa halk ortasında “varis yarası” (venöz ülser) olarak bilinen, ayak bileği etrafı ve bacakta açılan yaraların güzelleşmesinde olumlu tesirler gösterdiğini belirten Doğancı, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Etken hususun bireylerde toplardamar kaynaklı oluşan yaralarda hangi sistemlerle işe yaradığı, insan toplardamarlarında nasıl tesirler gösterdiğine ait bilimsel deliller eksikti. Fare atardamarları üzerinde Dr. Joseph Raffetto’nun yaptığı çalışmaların haricinde bu etken unsurun insan damarlarında yapılmış rastgele bir çalışması yoktu. Biz de buradaki eksikliği görerek bu türlü bir çalışmayı yürütme kararı aldık. Dünyada birinci sefer insan toplardamarları üzerinde bu etken unsurun nasıl tesir ettiğini göstermiş olduk.”
AMELİYATLARDA ARTAN BACAK TOPLARDAMARI İNCELENDİ
Prof. Dr. Doğancı, çalışmada koroner baypas ameliyatı olan şahıslardan alınan onayla, ameliyat esnasında arta kalan sağlıklı safen damarlarının (bacak toplardamarı) kullanıldığını söyledi.
Toplam 14 hastadan alınan bacak toplardamarlarında etken hususun incelendiğini anlatan Doğancı, damarların alınması, saklanması ve uygun kurallarda taşınıp Hacettepe Üniversitesi’ndeki organ banyosu laboratuvarlarında incelenmesinin epey zahmetli süreçler olduğuna ve bu açıdan hasta sayısının az olarak düşünülmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
“SONUÇLARIN TEDAVİ REHBERLERİNE YANSIYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Doğancı, çalışmanın 1 yıllık emek sonucu tamamlandığının altını çizerek, şöyle devam etti:
“Araştırmamız, memleketler arası bilim topluluğunda tesir kıymeti epeyce yüksek Journal of Clinical Medicine’a çok süratli formda kabul edildi ve basıldı. Bu çalışmayla ‘sulodexide’ etken unsurunun insan damarlarını kastırıcı ve gevşetici tesirinin olduğunu, bunu da bedende damarı kaplayan hücrelerden salgılanan ve insan sıhhati için çok kıymetli faaliyetler gösteren ‘nitrik oksit’ casusları üzerinden gösterdiğini saptadık. Çalışmanın sonuçları bilhassa venöz ülser kaynaklı bacağında yaraları bulunan hastaların tedavi süreçlerine de ışık tutacak. İleride hastalarda soru işaretleri giderilmiş, inançlı biçimde kullanılabilecek. Elde ettiğimiz sonuçların bundan sonra çıkacak tedavi rehberlerine de yansıyacağını düşünüyorum.”
“BİZİM İÇİN DEĞERLİ BİR GURUR KAYNAĞI”
Prof. Dr. Doğancı, çalışmada emeği geçen grup arkadaşlarına teşekkür ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dünyada birinci kere bu türlü bir çalışmayı gerçekleştirebilmek bizim için kıymetli bir gurur kaynağı. Bu mevzuda memleketler arası meslektaşlarımızdan da çok olumlu geri dönüşler aldık. Türk bilim insanlarının memleketler arası arenadaki başka meslektaşlarıyla rekabet edebileceği bir pozisyona geldiğini görmek de bizleri çok keyifli etti.” (AA)