Kızılay Lideri Kerem Kınık’a olan inanç kaybı nedeniyle kan bağışları bıçak üzere kesilirken kan rezervlerinin bir anda bitip ameliyatların yapılamaz hale gelmesinin art planından da askerin devre dışı bırakılması çıktı. Tıpkı zelzeleye birinci müdahalede askerin vaktinde kullanılmaması üzere, kan rezervlerinin daima inançlı düzeyde kalmasını sağlayan askerin de Kızılay’a kan bağışı sürecinden çıkarıldığı, askerlerden tertipli kan bağışı alma sisteminin 10 yıl evvel devre dışı bırakıldığı bildirildi.
Türk Tabipleri Birliği TTB Genel Sekreteri Prof. Vedat Bulut, kan rezervlerinin uzun yıllar asker aracılığıyla sağlandığını belirterek, “Kan bağışının düştüğü durumlarda daha evvel Türk Silahlı Kuvvetleri devreye girer eksiği tamamlardı. Kızılay grupları TSK’ya giderek bölüklerden, taburlardan gereksinimi karşılayacak seviyede kan alırdı. Ancak mevzuat yaklaşık 10 yıl evvel değiştirildiği için artık Kızılay, gidip askerden kan alamıyor” dedi.
Askerin kan takviyesinden vaz geçilmesinde yurttaşların kan bağışı konusundaki hassaslığının artmasının da tesirli olduğuna işaret eden Prof. Bulut, “Yurttaşlarımız kan verme konusunda hassaslık oluşturduğu için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden kan almaya da gerek kalmamıştı. Kâfi sayıda donör vardı. Bir de muhtaçlıktan fazla kan alındığında da bunun da getirdiği bir ekonomik yük oluyor. Torbalama, bunların tetkiklerinin yapılması üzere. Lakin en azından 20-21 günlük kan stoku Kızılay için, Türkiye için, hastaneler için kritik değer taşımaktadır” dedi.
“CAN GERİ GELMEZ”
Prof. Bulut, askerin devreden çıkması, halkın da Kızılay Liderine reaksiyon göstermesi nedeniyle Kızılay’ın elinde ülke muhtaçlığını en fazla 2-3 gün karşılayacak seviyede kan stoku kaldığına işaret ederken, halka kan bağışı yapmaları davetinde bulundu. Bulut, “Kan bağışlarının yapılmaması halinde can kayıpları yaşama riskimiz var. Trafik kazaları ve ameliyatlar için de sistemli kan gerekiyor. Kan yetersizliğinde kimi ameliyatlarda aksama oluyor. Bu periyotta hassas olmak kural. Kızılay’ın bu idaresi sarfiyat, diğer idare gelir. Fakat can gidince gelmez. Bu bizim yakınlarımız da olabilir. Yakınlarımızı da kaybedebiliriz” uyarasında bulundu.
Prof. Bulut, kan vermenin insan sıhhati açısından ziyanlı değil, bilakis faydalı olduğuna da dikkat çekti.